Sepetim 0
Sepetinizde ürün bulunmuyor

1905 Rus devrimi Anadolu’yu ne kadar etkiledi?

Makedonya merkezli bir hareket ve bilahare İttihad ve Terakki Cemiyeti ismini alacak olan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’nin ilan ettirdiği 1908 Meşrutiyeti’ne devrimci burjuva ya da halk hareketi görüntüsü vermek isteyen dar bir zümre 1908 öncesi Anadolu’da vuku bulan ve mahallî idarecilerin işgüzarlığının yol açtığı ya da büyüttüğü malî kaynaklı olayları Meşrutiyet’in ilanını icbar eden soayal-siyasî-ideolojik hadiseler olarak telakki etmiştir. 1908 Meşrutiyet Hareketi’ni 1905 Rus Devrimi’ne ve bu devrimin tabii neticesi olarak gördükleri Anadolu isyanlarına bağlayanların hemen tamamı Sovyet tarihçileridir. Ülkemizde de birkaç ismin bu yönde bir takım görüşler ileri sürdüğüne tesadüf etmekteyiz. Oysa bu görüş doğru değildir; Rus Devrimi’nin ilgi çekici ve çok az da olsa mezkûr hadiseler üzerinde etkiye sahip olması ayrı, onun Anadolu isyanlarına ve bilhassa 1908 Meşrutiyeti’ne temel olması ayrıdır. Hasip Saygılı, 1905 Rus Devrimi ve Sultan Abdülhamid unvanlı doktora tezi ile 1905 Rus Devrimi’ni ve devrimin Osmanlı Devletini ve Abdülhamid’i de alakadar eden yönlerini konuyu adeta tüketircesine incelemiş ve sahasındaki büyük bir boşluğu doldurmuş.
Doktora tezi, her ne kadar Osmanlı arşiv vesikaları merkeze alınarak hazırlanmışsa da daha önce kamuoyunun bilgisinin olmadığı arşiv belgelerini ihtiva ve bunlardan geniş şekilde de istifade ettiği için de kıymetlidir. Ayrıca İngilizce ve Rusça kaynaklardan da ziyadesiyle istifade edilmiş. Yazar, Azerbaycan Türklerinin çıkardığı dergi ve gazeteleri de incelemekten imtina etmemiş.

VERGİ AZALIRSA DUACINIZ’

Tezde Rus Devrimi’ni doğuran, büyüten hadiseler ve yaşanan iç süreç çok iyi ihtisar ve tahlil edilmiştir. Osmanlı Devleti ve Abdülhamid’e taalluk eden veçhe ise kısaca şöyledir: 1905 Rus Devrimi, Osmanlı vatandaşları nezdinde hiç ama hiçbir etki meydana getirmemiştir. Sadece 1904-5 Rus-Japon Harbi, halkın ilgisini çekmiş, halk da haliyle Ehl-i Kitap da olsa Rusları değil Mecusi Japonları desteklemiştir. Rus Devrimi sadece ve sadece Jöntürklerle Abdülhamid’in ilgi sahasına münhasır kalmıştır. “1905 Rus Devrimi boyunca, etkisi çok sınırlı Jöntürk gazeteleri dışında, sıradan halk için Rusya’daki devrim hareketlerinde nelerin olup bittiği meçhul kalmıştır. Ancak Rus Devrimi’nin bir başka yüzü olan 1904-1905 Rus-Japon Savaşı konusunda aynı şeyleri söylemek mümkün değildir. Savaşta Rusların mağlup, Japonların galip gelmesi, halk arasında ilgiyle izlenmiştir”.
1905 Rus Devrimi’nin ne Anadolu’da 1906-1907 yıllarında vuku bulan isyanlarla -mübalağa edilmiş sembolik bir iki hadise haricinde- kayda değer bir alakası ne de İttihadçı bir hareket olan II. Meşrutiyet’in İlanı, yani 1908 Hareketi ile arasında az da olsa bir bağlantısı vardır. Mesela 1908 öncesi Osmanlı topraklarında vuku bulan Musul isyanının sebebi kadınların nüfus sayımına dâhil edilmesi ve buna duyulan öfkedir. Benzer şey, Kosova’daki Arnavutların da isyan sebeplerinden birisidir. Ancak vuku bulan isyanların hemen hepsinde isyancılar padişaha hayli hürmetkâr bir dille hitap etmekte, vergilerin azaltılması halinde de ona dua etmektedirler. Yazar da Erzurum Olayları’na yeteri kadar yer verip, Anadolu’da o dönem görülen en büyük isyan olan bu hareketin mahiyetini çok güzel analiz etmektedir. Bu isyan padişahı hedef alan siyasî bir kalkışma olmadığı gibi, sebebi de mali müzayakanın yol açtığı tahammülfersa rahatsızlık ve bu rahatsızlığın çözümünde mahalli idarecilerin gösterdiği basiretsizlik ve işgüzarlıktır.

ARALARINDA BAĞ YOK

Yazara göre 1905 Rus Devrimi ile Anadolu’daki isyanlar ve 1908 Hareketi arasında halk merkezli bir bağlantı kurulması “ideolojiktir”. Lenin bile 1908 Hareketi’ni yanlış da olsa 1905 Rus Devrimi’ne bağlarken 1908 Hareketi’nde halk unsuru bulunmadığını yazmak mecburiyetinde kalmıştır. Bu tezde, harici meselelerde II. Abdülhamid’in duyarlılığı çok sarih bir şekilde ifade edilmiştir. Abdülhamid, Rus-Japon Harbi yanında Rusya’daki halk hareketlerini de dikkatle hem de pek çok kanaldan takip etmekte, onların etkilerinin ülkeye sirayet etmemesi için de gerekli tüm tedbirleri almaktadır. Ancak arşiv vesikalarının da gösterdiği üzere kimi zaman bu tedbirlerde mübalağaya kaçılmakta, hatta harbi konu olan tasvirlerin ve bilgilerin yer aldığı eserlerin ithal ve intişarına yasak konulmaktadır.
Gerekçe olarak da bu harpte Osmanlı Devleti’nin tarafsızlığı öne sürülmektedir.
Bu tez, 1905 Rus Devrimi’nin Kafkasya Müslümanlarına etkisini ve Ermenilerin Azerbaycanlı Müslüman Türklere vahşiyane surette saldırmasına sebep oluşunu da detaylı şekilde ele almaktadır.
Ayrıca tezde ustalıklı şekilde ve çoğu kez satır aralarında Jöntürklerin, bilhassa da Abdullah Cevdet’in 1905 Devrimi ile Osmanlı arasında uçuk-kaçık karşılaştırmalar yaptığı da çok iyi ifade edilmiştir. Jön Türkler, Rus-Japon Savaşı’nda Rusya’nın mağlubiyetini Çar’a hamletmekte ve Çar ile de padişah arasında bir bağlantı ve benzerlik kurmaktadırlar. Oysa gariptir, Japon askerlerinde de imparatora bağlılık temel bir inanç olarak tezahür etmektedir.
Osmanlı arşiv vesikalarına ve çeşitli dillerdeki temel kaynaklara istinat eden ve sahasında mühim bir boşluğu dolduran bu kitap kanaatimizce bigâne kalınamayacak bir kıymeti haizdir.


Kitabınız sepetinize eklendi
Kapat