Sepetim 0
Sepetinizde ürün bulunmuyor

Argos Kalesi Üzerine

Tekirdağ doğumlu olan Hasan Erdem uzun süre özel sektörde çalışıp emekli olduktan sonra çocukluktan beri ilgiyle okuduğu tarihi macera romanlarının okur tarafından, üreten koltuğuna geçtiğinden beri yayınlanmış üç romana sahip bir yazar. Ötüken Neşriyat'tan çıkan Argos Kalesi (2010) yazarın yayınlanan ikinci kitabı. Yazarın diğer kitapları olan Şar Dağının Kurtları (2009) ve Kızıl Atın Süvarisi (2012) yine aynı yayınevinden çıktı.

Tarihi macera türünün başarılı bir örneği olan Argos Kalesi’ni özetleyecek olursak Bayezıd Han’a verdiği sözü yerine getirmeyen Mora Despotuna Türklerin hâkimiyetini tanıması için gönderilen akıncı birliğinin ve akıncı birliğine mensup kahramanların yaşadıkları olayları anlattığını söyleyebiliriz. Tarihi bir gerçeklik çevresine oturtulan kurmaca olaylara dayalı romanda Türk kültürüne dair birçok bulgu yer alıyor. Erdem Türklerin hâkimiyet kurduğu yerlerdeki davranış biçimleri, atları ve kılıçlarına olan bağları, savaşçılıkları, yiğitlikleri, adil oluşları, akıncıların birçok dili çok iyi derecede konuşabilmeleri, esirlerine merhametle yaklaşmaları, farklı dinlere duydukları saygı gibi milli özellikleri romana ustaca serpiştirmiş. Ayrıca dönemin Avrupa’sının fotoğrafını çeken Erdem devletle iş birliği içindeki kilisenin halka olan baskıcı tutumu, Ortodoks ve Katolik ayrışmasını, yoksulluk içinde yaşayan halkın durumunu çok net bir şekilde gözler önüne seriyor.

Türk akıncıları ve düşmanları olan Mora despotu (roman boyunca bu şekilde bir tutum var) arasında küçük bölümler şeklinde ilerleyen romanın çapraz bir kurguyla oluşturulduğunu görmekteyiz. Tip sayısının fazla olduğu romanda özellikle öne çıkartılan tipler başarıyla oluşturulmuş. Sol kolunu bir savaşta yitirmiş olmasına rağmen Türk akıncıları arasında en değerlisi olarak göze çarpan Kutlu Bey geleneksel savaşçı tanımımızın içini fazlasıyla dolduran bir yapıyı oluşturmakta. İçerisinde fazla tipin ve olayın olduğu Argos Kalesi hızla akan bir anlatıma sahip.

Dil olarak oldukça akıcı olan roman bu özelliği sayesinde bunca tipi ve olayı kolaylıkla kaldırabiliyor. Bu akıcı dil özellikle roman içerisinde sıkça karşılaştığımız savaş sahnelerinde kendisini başarıyla göstermekte. İçerisinde fazlaca atasözü bulundurması romana anlatım yönünde artı bir farklılık katmakta. Kitabın açılış cümlesi olan ‘Eğilen baş kesilmez’ sözü ise roman içerisindeki Türk akıncılarının insani özelliklerini özetler nitelikte.



Kitabınız sepetinize eklendi
Kapat