Sepetim 0
Sepetinizde ürün bulunmuyor

Eflâtun Hüzünler okuyucuyla buluştu

Dramatik hikayelerin yer aldığı ‘Eflâtun Hüzünler’ okuyucuyla buluştu. Kitabın yazarı Ayşe İlker Batı Grubu Türk dillerinde; Türkmen, Azebaycan ve Gagavuz Türkçesi’nde uzman. Akademik alan çalışmaları bu doğrultuda. Tezleri, Türk Dil Kurumu tarafından kitaplaştırıldı. Kendisi şu an Celal Bayar Üniversitesi’nde, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde ders veriyor. Çeşitli dergilerde kültürel eleştiriler yazıyor. ‘Eflâtun Hüzünler’ kitabı da bu kültürel ve edebi birikimin ürünü olarak nitelendirilebilir. Çünkü ortalama iki-üç sayfalık her hikayenin anlatım biçimi kurallı. Bu kural mantığı da elbette ki belirli bir sırayı titizlikle takip ediyor.

HİKAYELERİN MATEMATİĞİ

Öyküler bazen birinci ağızdan, bazen de üçüncü tekil kullanılarak okuyucuya ulaşıyor. Anlatım kesinlikle ağdalı değil ve zengin dil kullanımı söz konusu. Finali sonuçsuz veya cevapsız kalan bir hikaye de yok. Yalnızca “Keşke daha uzun olsaymış” diyebilirsiniz. Kitaptaki öyküler geniş bir serim, dramatik bir kırılma neticeside aniden yaşanan bir gelişme ve bir de kısa ama etkileyici final bölümü odağında yazılmış. Bu açıdan bakıldığında öykülerin bir matematiğinin olduğunu söylemek mümkün. Olaylar gelişiyor, son satırlara gelindiğinde ise her şey tuturlı bir doğrultuda, hızlıca anlatılıyor. Mesela kitabın daha ilk öyküsü ‘Türkan’ veya ‘O Sokak’ buna örnek gösterilebilir. Kitaba adını veren ‘Efâtun Hüzünler’ hikayesi de finaliyle yürek burkan cinsten; bir geride bırakma, ayrılık hikayesi, kızına ve annesine özlem duyan, mutluluğu hiç tatmamış, bir annenin serzenişi...

“Üniversite hastanesinin acil girişine geldiklerinde, bir sedye hazır beklemekte, doktorlar kapıda hemen direktif verecek tavırda dikilmekteydi. Dikkatlice indirildi Salih, sağlık karnesidir, TV numarasıdır, alındı, verildi, işlendi, eko, film, idrar, kan, girdi, çıktı derken bütün sonuçlar toplanıp yoğun bakımdaki yatağına yatırıldı ve doktoru başına geldi.” ‘Adım Neydi’ hikayesinde yer alan bu satırlar, Ayşe İlker’in öykülerdeki hızlı anlatımının en büyük örneklerinden. Kitapta akıcı bir olay silsilesi yaşanıyor. Okuyucuyu boğan mekan betimlemeleri hikayelerin genelinde yok! Bu arada; her öykünün anlatıcısının, olay dizisinin ve başrolünün de farklı olduğunu belirtmem gerekiyor. Başrol diyorum çünkü her hikaye aslında kısa metraj bir filme uyarlanabilir. ‘Eflâtun Hüzünler’ özellikle sinema ve TV öğrencileri için oldukça yararlı bir kitap.

BETİMLENEN PSİKOLJİK ACILAR

‘Eflâtun Hüzünler’ başta olmak üzere, deprem sonrasının bir çocuğun gözünden anlatıldığı ‘Depremin Kelebeği’, karaciğer ameliyatına girecek bir kadının yaşamı ve bedenini korkularıyla harmanlayarak sorguladığı ‘Kimya Fabrikam’ kısa metraj filme uyarlanabilir. Aynı durum 12 Eylül döneminde yaşanan psikolojik acıların betimlendiği, atmosferde umudun ve özlemin dokunduğu ‘Hayatın Başka Baharı Var mı?’ ile özellikle sigara tiryakileri ve yakınlarını fazlasıyla üzecek ‘Manolyada Asılı Yüreği’ hikayeleri için de geçerli. Her hikayede karşıtlıklar yerli yerinde; öykülerin mesajı ve adeta dramaturjisi var.



Kitabınız sepetinize eklendi
Kapat